Gerçek anlamda İngilizce öğrenmiş kişi sayısı hiç de sandığın kadar fazla değil. İki üç kelime ile hava atanları bir de evde gör. Oscar’lı filmlerden bahseder durur, sonra oturur onları Türkçe dublajlı izlerler. Ama bu senin bir an önce İngilizce öğrenmen gerektiği gerçeğini değiştirmiyor.

İşte İngilizce öğrenmeni kolaylaştıracak birkaç adım;

Lüks değil ihtiyaç!

Öncelikle şu fikri bir kafanıza yerleştirin. Yarın iş başvurusu yaptığınız firma, öz geçmişinizin yabancı dil seviyesi kısmında 'çok iyi' yazısını görmek isteyecek gençler! Şimdiden hatırlatalım. Neyse artık sen de 'a little' yazarsın. Havan olur.

Bilmemek ayıp değil, öğrenmeyi ertelemek ayıp!

Doğuştan çift dil bilerek dünyaya gelenimiz yok değil mi! Ama çocukluktan itibaren iki dil duyarak yetiştirilen bir nesil geliyor. Sesimi duyan var mı! Hala durduğun kabahat. Önce iste, yabancı dil öğrenmeyi gerçekten iste!

Gençlik artık yurt dışında tatilde! Sen daha otur böyle!

Üniversitede arkadaş grubun başlarsa İngilizce konuşmaya, sen de bön bön bakarsan, kafanı vuracağın bir özgürlük heykeli olmayacak. Sonra işte tatile gidersiniz beraber, sen elinde sözlükle gezersin, etrafta bir Türk aranırsın konuşacak; onlar da yeni arkadaşlar edinir, çok eğlenir falan. Yine sen bilirsin.

Diller bile artık çifter çifter sen hala tek!

Mülakatta karşındaki kravatlılar 'How are you today' demeyecek evladım. Seni baya baya 'Sit Down' edecekler. Hadi onlara muhteşem İngilizceni göster!

Yabancı müzik dinle ve duyduklarını cümle içinde kullan!

Bu hem eğlenceli hem de gündemi takip edebileceğin güncel bir yöntem. Yalnız ufak bir sorun var. Popüler yabancı müzikleri dinleyeceksen, sokak İngilizcesine maruz kalacaksın demektir. Çok cümle içinde kullanmasan iyi olur!

Yabancı dizileri izle!

Bir nesil İngilizceyi böyle öğrendi, ne sandın! Lost’un finaliyle umudunu kaybedenler, Game of Thrones ile ayakta kalmaya çalışıyor.

İngilizce kitap oku!

Bakın buna çok güldük ya. Fakat iyi güldük ha. Güzel güldük yalnız. Türkçe'sini okuduk da… Neyse.

Bilen bir arkadaşın sana öğretsin!

Seni tanıyan yakın bir dostundan öğrenmek işini kolaylaştırır. Yalnız, İngiliz aksanı konuşacağım diye Ahmet, Mehmet, Hasan, Hüseyin aksanı konuşma da. Aman dikkat!

Bol bol İngilizce yazın!

Mesela al eline kağıt kalemi, bir günlük gibi dök içini. İngilizce olarak. Sonra al o kağıdı, sakla bir yerlere çünkü biri bulursa rezil olursun.

Sen en iyisi bu işi profesyonelinden öğren arkadaş!

Yukarıdakiler elbette faydalı olacak ama en iyisi şöyle işinin ehli bir kuruma danışmak ve eğitime gitmek. Sonra da gelir bu metni İngilizceye çevirir, yabancı dilinle bize de havanı atarsın!